Erdoğan'ın kongre öncesi yaptığı konuşmasından satır başları şöyle:
PYD'nin başı yakalandı, temennimiz odur ki Çekya bunu Türkiye'ye teslim eder ve hak tecelli eder. Bunlar ümmeti böldüler bu milleti parçaladılar. Onun için biz bu teröristlerle mücadele ediyoruz. Yoksa bizim Kürt kardeşlerimizle sorunumuz yok bizim mücadelemiz teröristlerle. Şu anda Afrin yavaş yavaş düşüyor.
Fetih yakındır öyleyse müjdele diyor, inşallah Afrin'de fetih bekliyoruz.
Biz hep dedik ki "Ey Amerika bu adamı deport et. Bu adamı saklarsan bizim ittifakımıza yanlış hareket edersin." Yine diyoruz.
Kongrede ise Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
'TERÖR ÖRGÜTLERİYLE AL TAKKE VER KÜLAH'
Alçaklıktan, riyakarlıktan, söz verip tutmama huyundan vazgeçmeyen düşman kuvvetleri ve onların kanatları altında şımaranlar Urfalılardan hak ettikleri Osmanlı tokadını yemişlerdir. Öyle mi? Bir yanlışlık yok değil mi? Bunlar da Osmanlı tokadını yediler. Türkiye, bugün de yine Urfa'nın hemen yanıbaşında benzer oyunlarla benzer tezgahlarla karşı karşıyadır. Dün, güya müttefiklerin güvenliğini tehdit eden bir durum ortaya çıktığı için bölgeye gelenler, bugün de terör örgütleri bahanesiyle aynı işgalin peşindeler. Dün buraya geldiklerinde yıllarca bu ülkenin ekmeğini yemiş, suyunu içmiş kimi hainlerin özellikle desteğini yanlarında bulanlar, bugün de benzer şekilde terör örgütleriyle 'al takke ver külah' ilişkisi içindeler. Urfalılar bu haksızlığa dün de razı olmamıştı bugün de razı olmadı. Onun için de ne terör örgütleri ne de onları maske gibi kullananlar bu topraklarda karşılık bulmuyor, bulamıyor.
'HEDEF KIZIL ELMA, YOKSA BU CANIN NE KIYMETİ VAR?'
İnşallah gerektiği anda hemen sefer görev emrini ilan ederiz, önce ben sonra da sizle birlikte Afrin'e yola çıkarız. Hiç endişe etmeyin. Bu ten bu canda oldukça bu vatana, bu millete her şeyimiz feda olsun. Biz ne diyoruz, 'Hedef kızıl elma.' Ne demek? İlayı kelimetullah. Bunun için de bu yolda yürüyeceğiz. Yoksa bu canın ne kıymeti var.
'SURİYELİ KARDEŞLERİMİZ GÜVENLİ HALE GETİRDİĞİMİZ YERLERE DÖNECEK'
Şimdi de Zeytin Dalı Harekatı'yla Afrin bölgesini temizliyoruz. Yaklaşık şu anda 500 kilometrekare gibi bir alan temizlendi. Devam ediyoruz. Ülkemizde yaşayan Suriyeli kardeşlerimiz, güvenli hale getirdiğimiz yerlere geri dönerek kendi topraklarında yaşamanın hazzını inşallah duyacaklar. İnşallah en kısa sürede Şanlıurfamızın hemen yanı başındaki toprakları da teröristlerden temizleyeceğiz. Fırat sınırından başlayıp Ceylanpınar'a kadar olan bölgeyi kendimiz ve Suriyeli kardeşlerimiz için güvenli hale getirdiğimizde, buradaki sığınmacılar gönül huzuru içinde kendi evlerine döneceklerdir. Şartların zorluğuna rağmen ensar olarak Suriyeli muhacir kardeşlerimize sahip çıktığınız için ben her birinize şükranlarımı sunuyorum. Şanlıurfa'nın dünyaya verdiği bu insanlık dersi inanıyorum ki ileride ders kitaplarına dahi konu olacaktır.
'SAĞLAM BİR OSMANLI TOKADI YEDİKTEN SONRA KENDİLERİNE GELECEKLER'
Bugün Türkiye 81 vilayeti, 81 milyon nüfusu, 900 milyar dolara doğru giden milli geliri, güçlü siyasi ve ekonomik altyapısıyla çok farklı bir yerde bulunuyor. Bir asır önce başaramadıklarını şimdi gerçekleştirebilecekleri hayaline kapılanların olduğunu görüyoruz. Bunların ancak şöyle sağlam bir Osmanlı tokadı yedikten sonra kendilerine gelecekleri anlaşılıyor. En sıkıntılı en sancılı döneminde ezanına, bayrağına, toprağına, kardeşliğine, geleceğine sahip çıkan bu millet bugün mü teslim olacak? Üç beş teröristi silahlandırarak bunu başaracaklarını sananlara cevabı vermeye başladık. Biz ne dedik, sabreden kimse zafere ulaşacaktır. Hep sabırla ve aynı zamanda kararlılıkla hareket ettik.
Yıllar boyunca sınır güvenliğimizi ve kardeşlerimizin huzurlu geleceğini tesis etmesini beklediklerimizin bunun yerine tam tersine burnumuzun dibinde bir terör koridoru oluşturmasını herhalde seyredecek değiliz.
'RAKKA'DA SIKIŞTIRILAN IŞİD'LİLER PYD VE DESTEKÇİLERİNİN ELİYLE BAŞKA BÖLGELERE NAKLEDİLDİ'
Suruç'un hemen karşısında bir yerde DEAŞ bahanesiyle ortalığı ayağa kaldırıp, bölücü örgüte ne yaptılar? Zemin kazandırdılar. O bölgeden ülkemize çoğunluğu da Kürt kardeşlerimizden oluşan 100 binlerce kişi geldi, misafirimiz oldu. Şimdi orada DEAŞ var mı? Yok ama bu gelen kardeşlerimizin çok büyük bir bölümü halen ülkemizde yaşamaya devam ediyor. Ne için? Çünkü, dünkü DEAŞ'la bugün orada bulunan PYD arasında hiçbir fark yoktur. İkisi de terör örgütü. Her ikisi de eli kanlı katil sürüsü. Birisi aziz dinimiz İslamı istismar ediyor DEAŞ, diğeri Kürt kardeşlerimizi istismar ediyor. Hangisinin üstündeki yaldızı kazırsanız kazıyın, altından aynı surat, aynı kirli senaryo çıkıyor. Hatta dün DEAŞ saflarında savaşanların bir kısmının bugün bölücü terör örgütü kimliğiyle yine karşımıza çıktığını biliyoruz. Zaten Rakka'da sıkıştırılan DEAŞ'lıların PYD ve onu destekleyen güçler eliyle başka bölgelere nakledildiğinden tüm dünyanın haberi var.
'TEMENNİ EDERİM Kİ ÇEKYA BUNU BİZE TESLİM EDER'
Ne yapsalar boş. Kaderin üstünde bir kader vardır. Onun için bu iş ya olacak, ya olacak. Oyunu görüyor sunuz değil mi? Bir terör örgütünü ortaya salıyorsunuz, sonra bir başka terör örgütüyle onu güya kovuyorsunuz ama aynı vahşet, aynı baskı, aynı zulüm devam ediyor. Bu arada olan Suriye'nin gerçek sahipleri olan Araplara, Kürtlere, Türkmenlere oluyor. Terör örgütlerinin ve rejimin cenderesi altında can veren, zulüm gören bu insanlara kimsenin dönüp baktığı yok. Bir tane sözde başları var ya… Çekya'da şimdi, ne oldu? Tutuklandı. Temenni ederim ki Çekya bunu bize teslim eder. Teslim ettikten sonra adaletin nasıl tecelli ettiği görülür.
Dünyada yardım eden ülkeler arasında normalde bir numara ABD, iki numara biziz. Ama Milli gerlire oranla baktığımız zaman Türkiye birinci sırada. Türkiye işte bu.
Kaynak: AA